Kryon dünya dışı evrensel yönetim mekanizmasından ruhsal bir varlıktır. Dünya insanlarını neyin beklediği hakkında konuşmak için perdenin öte tarafından 1989 yılında gelmiştir. Dünya gezegeni boyutsal bir geçiş ve değişim zamanına eriştiği için bir medyum (Lee Carroll) kanalıyla bilgi aktarmak için buradadır. Verdiği bilgiler anlayışımızı geliştirmeye ve kişisel ayarlamalarımızı kolaylıkla yapmamıza yardımcı olmak içindir.
Dünyanı enerji ağını (manyetik ağ, ızgara) yeniden ayarlamakla görevlidir. Manyetik ağ değiştikçe insanlığın ve gezegenin bilinci değişir ve dolayısıyla bizlere daha fazakl aydınlanma da sunulur. Bu aslında birbiri ile etkileşim halide gerçekleşen bir durumdur. Hem insan bilinci, hem de manyetik ağ birbirini etkiler…
Aktarılan bilgi değişmekte olan dünyamızda neler olduğunun anlayışını verecek çok önemli ve ilk kez açıklanan bilgilerle doludur. İnsanlığa her seslenişinde şöyle der: “Ben Manyetik Hizmetten, Kryon’um.” Hiçbir zaman bir insan olmadığını söyler, o meleksi bir varlıktır. Başmelek Mikail ailesindendir.
Kryon ne erkek ne de dişidir. Aslında ismi Kryon da değildir. Onun nasıl bir varlık olduğunu anlayacak algılara sahip değiliz, çünkü bu konuda beşeri kısıtlamalarımız mevcuttur. Kryon’un ismi onu kuşatan bir “düşünce grubu” ya da “enerji paketi”dir. Bu aynı paket iletişimlerinde de kullandığı yöntemdir aynı zamanda. Kryon ismi bir düşünce paketi olarak isminin harflerle söylenişine en yakın karşılık gelir. Ve onun ismi sesten çok fazla şeyi de içerir. Enerji paketi 3 bölümden oluşur: Ton (biz onu ses olarak algılarız), ışık frekansı ( ışık ve renk olarak algılarız) ve form (şekiller ve desenler olarak algılarız) tüm bunlar açıklanması zor bir şeydir. Kör birine renkleri tarif etmeye benzer. İnsanlar onun nasıl algılandığı ile ilgili anlayışı kazanacak alıcılara henüz sahip değildir.
Dünyamız yeni paradigmaya geçerken eski enerjiyi yeni manyetiklerle değiştirerek enerji ağımızda yeni ayarlamalar yapmakla görevlidir. Değişen bilinç için buradadır. Bunu yaparken insanlığa hem ezoterik hem bilimsel bilgiler verir. Bir sonraki tekamül aşamasına geçmemiz için bize yol gösterir.
Kryon’un sürekli olarak tekrarladığı tema : SEVGİdir. Sevgi tüm evrendeki en büyük kuvvettir.
Perdenin diğer tarafında Kryon gibi hizmette olanların sayısı insanlardan (derste olanlardan) çok daha fazladır ve bir çok hizmet türü de vardır.
KRYON ŞÖYLE DER: “İşler değişmeye başlıyor ve ben bu yüzden buradayım.. Eski dünya, aradaki Dünya ve yeni Dünya, insanların (dünya üzerinde ders gören varlıkların başlangıcından beri, dünyevi zaman boyunca ortaya çıkan) 3 temel bilinç düzeyini işaret eder. Biz şimdi 4. Düzeye geliyoruz, ki bu muazzam bir potansiyele sahiptir ve son düzey olacaktır. O sorumluluk ve aydınlanma çağıdır. O sonunda sizin sorumluluğu üzerinize alacağınız zamandır. Ben manyetik hizmetten Kryon’um. Ben sizin gezegeninizin ızgara şeklindeki manyetik sisteminizi yarattım. Bu manyetik ağın yaratılması dünya zamanıyla çok ama çok uzun bir zaman aldı. O, tekamül eden gezegenin fiziksel titreşimlerine uyabilmesi için dengelendi ve yeniden-dengelendi. Ben küresel ayarlamalar içi 2 kez geldim. Bu benim 3. Ayarlamam, ve dördüncü ve son ziyaretimdir. Burada bulunduğum son iki seferinde, sizin tekamülünüze uyması için manyetik ağda küresel bir ayarlama yapmam gerekli ve uygundu. Her iki seferde, insanlık bu amaçla yok edildi ve üremeyi sürdürmek için çok az insan sağ kaldı. Bu size insafsız bir durum gibi gelebilir, ama bu doğru ve uygun bir uygulamaydı ve mükemmel bir uyum ve sevgiyle yapılmıştı. Hepiniz daha önceden bunu kabul etmiştiniz, ve o bir kutlamaydı, çünkü o Dünyanın tekamülündeki dönüm noktalarını temsil ediyordu! Ben burada 3. Ayarlamamın sizin de yok olmanızı gerektirdiğini söylemek için bulunmuyorum, ama biraz anlayışa erişemeyen birçoğunuz kendinizi zaten sona erdireceksiniz. 3. Ayarlama çoktan başlamıştır… ve pusulanın kuzey yönü gibi şeyleri takip edenleriniz benim neden söz ettiğimi bileceklerdir.
Benim uzmanlık alanım, size içinde bulunduğunuz dualiteyi, yerkürenin çevresindeki manyetik enerji ağının önemini, bedeninizin benim çalışmama gösterdiği tepkileri, damgalarınızın işlevlerini ve aşılarınızı açıklamaktır. Benim bu zamandaki ana hedefim –hala içsel bilincinizi istila eden hayalet korkulardan kurtulabilmenize yardımcı olmak için– sevgi enerjisi sayesinde sahip olduğunuz yeni gücün farkına varmanızı sağlamaktır.”
Kryon bize bizim hakkımızda bilgi verir. Tüm mesajlar dünyadaki ifademizi düzeltmek ve yeni kazanılmış gücümüzü hatırlatmak üzere verilmiştir.
Hiçbir gündemi ve doktrini yoktur, herkesi kendi yolunda özgür bırakır. Kendi mesajları konusunda bile özgür seçime sahip olduğumuzu, neyi kabul edip neyi etmeyeceğimiz konusunda içsel rehberliğimize başvurmamızı söyler. Kryon bize sadece ruhsal özümüzü bulmamız için yol gösterir. Perdenin öbür tarafındaki en büyük yardımcılarımızdan biridir. Mesajları birbiriyle çelişmez. Onun kitaplarını okurken kendinizi bağlantıda hissedersiniz. Kitaplarını okumak için de ilahi bir zamanla vardır. Doğru zamanda okuduğunuz satırlar ilahi eşleşmenin huzurunu yaşatır. Adeta size özel mesajlar, eşzamanlılıklar gelir.

1989 yılında Amerika’lı mühendis Lee Carroll, Kryon’a kanallık etmeye başlamıştır ve o günden bu yana insanlığa onun mesajlarını iletmektedir. Kryon 1989 yılında dünyanın manyetik alanını ayarlamak üzere geldiğini anlatır kitaplarında. Şu ana dek yazılmış 12 kitabı vardır. Lee Carroll, Kryon’un mesajlarını insanlara iletmek için dünyanın dört bir yanında hala canlı celseler düzenlemeye devam etmektedir.
Lee Carroll, 7. kitapta şöyle diyor: “Bu kitapta Kryon adlı melek-varlığın sevgi dolu sözlerini okurken, bunun seçkin bir azınlık için verilmiş garip ve ezoterik bir bilgi olmadığını anlayın. Bu gerçek yaşam deneyimiyle ve günlük yaşamla ilgili bir bilgidir. Bu yaşamla, ölümle ve beklenmedik şeylerle başa çıkmakla ilgilidir. Bizim kim olduğumuzu ve neler yaşadığımızı bilen Tanrı ile ilgilidir, çünkü bu Tanrı bizi Tanrı-ailesinin bir parçası olarak görmektedir. bu ayrıca değişen ve tekamül eden bir dünya ile hepimizin evren için bir biçimde uygun olan yüce bir plana nasıl uyduğumuzla ilgilidir.”
Lee Carroll’ın 2015 yılında İstanbul’da yaptığı röportaj metnini okumak için tıklayın